Cezaevindeki TAYAD’lı aileler 3 aydır iddianame bekliyor: Yaşları 64 ila 79 arasında değişiyor

İSTANBUL – Cezaevlerinde meydana gelen sistematik insan hakları ihlallerine karşı mücadele etme amacıyla kurulan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği’nin (TAYAD), 60-80 yaş arasındaki 5 üyesi 6 Kasım 2024’te tutuklandı. Gönderdikleri mektuplar gerekçe gösterilerek tutuklanan TAYAD’lılar hakkında 3 aydır iddianame hazırlanmadı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, 5 Kasım 2024 tarihinde, sabah 06.30’da Kâğıthane, Sancaktepe, Şişli, Kadıköy, Tuzla, Eyüpsultan ve Sarıyer’de toplamda 9 adrese yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi.

Şafak operasyonuyla evlerin kapıları kırıldı, 5 kişi gözaltına alınarak Vatan Emniyet’e götürüldü. Başsavcılık, operasyon yapılan TAYAD’lıların DHKP/C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi) silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında; örgütün açık alan yapılanması olduğunu iddia etti.

Gözaltına alınanlardan Neclan Can 64, Ayşe Lerzan 67, Fahrettin Keskin 79 yaşındaydı. Evi basıldığı sırada Adana Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan oğlunu ziyaretten dönen ve İstanbul girişinde otobüste gözaltına alınan Naime Emlik ise 65 yaşındaydı.

TUTUKLAMA GEREKÇESİ: GENÇLİK ÖRGÜTÜ İÇİNDE FAALİYET GÖSTERMEK

‘Kuyu tipi’ olarak adlandırılan havalandırmasız hücrelere karşı basın açıklamaları yapan ve Y, S, R Tipi hapishaneleri protesto eden ailelere bu paylaşımlarla örgütü diri tutmaya çalıştıkları suçlaması yöneltildi. Sulh ceza hakimliğinin verdiği tutuklama kararında yaşları 65 ila 79 arasındaki şüphelilerin ‘DHKP/C silahlı terör örgütünün gençlik yapılanması TAYAD içerisinde faaliyet gösterdiğini’ ileri sürüldü.

Sağlık sorunları yaşayan ailelerin cezaevine gönderilmesinin ardından 3 ay geçti ancak savcılık henüz bir iddianame hazırlamadı. TAYAD’lı aileler hakkında Çağlayan Adliyesi önünde cezaevlerindeki koşulları protesto ettikleri için daha önce defalarca soruşturma açılmış ancak bu soruşturmaların tamamı delil yetersizliği nedeniyle kapatılmıştı.

AVUKAT DOĞA İNCESU: ANAYASAL HAKLARI İHLAL EDİLDİ

Gazete Duvar’a konuşan ailelerin avukatı Doğa İncesu, müvekkillerinin TAYAD içerisinde çalıştıkları iddiasıyla operasyona uğramalarının anayasal hakların ihlali niteliği taşıdığını belirtti.

Avukat İncesu, “İsnat edilen fiil ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ olarak gösteriliyor. Oysa bu iddianın ispatı olarak gösterilen deliller; demokratik basın açıklamaları yapmak, kuyu tipi hapishanelerin kapatılmasını talep eden videolar çekmek, ‘TAYAD’lı Aileler’ sosyal medya sayfasından video paylaşmak. Bütün bunlar Anayasa tarafından koruma altına alınan ifade hürriyeti ve toplantı-gösteri yürüyüşleri hakkı kapsamında düzenlenmiş haklardır” dedi.

‘HAPİSHANEDE KALDIKLARI HER GÜN HAYATLARI İÇİN RİSKLİ’

Anayasa tarafından verilen hakların kullanımı nedeniyle bir insanın silahlı örgüt üyesi olduğunu iddia etmenin devletin kendi vatandaşını suça sürüklemesi anlamına geldiğini söyleyen İncesu, devamında şunları ifade etti:

“Delil diye önümüze konan şeylerin hiçbiri silahlı örgüt üyeliği için Yargıtay tarafından aranan süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk içeren faaliyetler kapsamında değil. Müvekkillerimiz yaşlı insanlar, birçok sağlık sorunu yaşayan insanlar ve bu nedenle hapishanede kaldıkları her gün, onların sağlıkları için, hayatları için risk teşkil ediyor. İstedikleri zaman hastaneye gidemiyorlar, istedikleri zaman randevu alamıyorlar. Randevu alındığı zaman da tekli ring, çift kelepçe gibi başka uygulamalara maruz bırakılabiliyorlar. Hak gasplarıyla başlayan süreç, hak gasplarıyla devam ediyor.

Hukuken söylenmesi gereken açıktır. Biz anayasal hakların kullanımı suç olarak gösterilemez, 70-80 yaşındaki insanlar anayasal ve demokratik haklarını kullandı diye hukuksuzca tutuklanamaz, diyoruz. Bir kez de buradan söylemiş olalım; biz avukatları olarak, müvekkillerimizin artık hayatından çalınmamasını, bir an önce tecrit hücrelerinden çıkarak özgürlüklerine kavuşmalarını istiyoruz.”