Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki (UCM) mevcut Filistin soruşturmasına, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ve soykırım suçunun da dahil edilmesi için Filistinli mağdurların avukatları şikayet dilekçesi sundu.
Filistinli mağdurların UCM nezdindeki temsilcisi Gilles Devers, beraberindeki 4 kişilik delegasyonla UCM Savcılığına şikayet dilekçesini verdi.
Devers, mahkeme yetkilileriyle UCM’deki toplantı öncesinde basın açıklaması yaptı.
Uluslararası Özgürlük ve Haysiyet İttifakı (AFD) Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Abdelmajid Mrari, eski Belçika Senatosu üyesi Pierre Galand, Ürdünlü avukat Khaled Al-Shouli’den oluşan delegasyon da basın toplantısında Devers’e eşlik etti.
Devers ve delegasyon, UCM Savcılığına sunulan dilekçesinin içeriği ve Gazze’deki durum hakkında basın mensuplarını bilgilendirdi.
Mrari, UCM’nin, Filistin’de işlenen suçlar hakkında yargı yetkisi olduğunu söyleyerek, “İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırısındaki niyeti çok açık. Gazze’yi Filistinlilerden arındırmak. Bunu askeri ve siyasi yetkililer dile getirdi.” dedi.
Soykırım suçu
İsrail’in Gazze’deki fiillerinin soykırım suçunun unsurlarını oluşturduğunu ifade eden Devers, “UCM’deki mevcut soruşturmada savaş suçları inceleniyor. Soykırım suçunun da ele alınması gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
Devers, bir milyondan fazla insanın göçe zorlanmasının, gıda, su, enerji ve ilaca erişimin kesilmesinin Gazzelileri tümden yok etme amacına işaret ettiğini belirterek, “Şikayet dilekçesinde Fransa, Türkiye, Kanada, Pakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi dünyanın birçok yerinden 300’den fazla avukatın imzası var.” diye konuştu.
İsrail’in Orta Doğu’da bir Yahudi devleti kurma hayalinden bahseden Devers, İsrailli yöneticilerin Filistinlilere yönelik nefret söylemleri ve Gazzelileri Sina Çölü’ne sürme planlarının açık şekilde soykırımı işaret ettiğini vurguladı.
Belçika’da 2003-2007 yıllarında senatör olan Pierre Galand da, Filistin’in devlet olarak tanınması gerektiğine değinerek, Belçika Dışişleri Bakanlığının bunu sürekli ertelediğini dile getirdi.
Hukukçuların Gazze’deki durum için “Soykırım ile karşı karşıyayız” açıklaması yaptığını ifade eden Galand, “İnsan haklarının korunması ve adaletin yerine getirilmesi için buradayız.” dedi.
Ürdünlü Al-Shouli Gazze’de çok sayıda meslektaşının ve aile üyelerinin öldürüldüğünü söyledi.
Al-Shouli, “Elimizde ya adaletin kılıcı ya da Filistinli mağdurların kanı olacak. Biz adalet için buradayız.” dedi
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında son durum
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail, 7 Ekim’den bu yana 35’i Gazze Şeridi içerisindeki çatışmalarda olmak üzere 352’si asker 1400’den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
İsrail’e göre, Kassam Tugayları’nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail’in saldırılarında 4 bin 412’si çocuk, 2 bin 918’i kadın olmak üzere 10 bin 812 Filistinli öldürüldü, 26 bin 905 kişi yaralandı.
Batı Şeria ve Kudüs’te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 175 Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusu, Gazze’de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayı’na bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana yaşanan çatışmalarda 63 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.